Toprak Mahsulleri Vergisi, aşar vergisinin kaldırılmasından sonra tarım ürünlerine uygulanan büyük çaplı ilk dolaylı vergidir (Kirman, 2006: 54). Varlık Vergisi’nden kısa bir süre sonra yürürlüğe giren bu vergi, büyük zengin çiftçilerin vergilendirilmesini amaçlıyordu. Kanuna göre verginin konusunu oluşturan tarım ürünlerinin belirli bir yüzdesine devletin el koyması ve sınırlı mahsullerin nakit bir şekilde vergilendirilmesi öngörülmüştür (Akman ve Akman, 2011: 82). Her ne kadar büyük zengin çiftçiler hedefte olsa da, vergi alınırken büyük ve küçük çiftçi arasında ayrım yapılmamıştır. Kendilerine yetecek kadar üretim yapan köylüler bu vergi ile zor durumda bırakılmıştır. Öyle ki, vergilerini ödeyebilmek için topraklarını ağalarına satmak zorunda kalmışlardır (Cem, 1995: 378). Her ne kadar Başbakan Saraçoğlu “Biz bu toprak mahsullerinden alacağımız vergiyi eski âşara benzetmemek için elden gelen bütün gayreti sarf etmiş bulunuyoruz.” demişse de, bu savunması TMV’nin Aşar Vergisi’ne benzediğinin itirafı olarak değerlendirilmektedir (Aşcı, 2012: 93)
Emin Sazak, Naci Demirağ gibi büyük toprak sahibi milletvekilleri, verginin uygulanmasını çok sert bir şekilde eleştirmişlerdir. CHP iktidarına karşı oluşacak muhalefetin ayak sesleri bu vergiye gelen eleştiriler ile duyulmuştur.