İsmet İnönü, 1 Kasım 1945’te yaptığı meclis açılış konuşmasında yeni bir siyasi partinin kurulması gerektiğinden bahsetmiştir (Şekil 2):
“Bizim tek eksiğimiz, Hükümet Partisinin karşısında bir parti bulunmamasıdır. Bu yolda, memlekette geçmiş tecrübeler vardır. Hatta iktidarda bulunanlar tarafından teşvik olunarak teşebbüse girişilmiştir. İki defa memlekette çıkan tepkiler karşısında teşebbüsün muva’ak olmaması bir talihsizliktir. Fakat memleketin ihtiyaçları şevkiyle, hürriyet ve demokrasi havasına tâbî işlemesi sayesinde, başka siyasi partinin de kurulması mümkün olacaktır.”[1]
Şekil 2: İsmet İnönü’nün yeni bir parti açıklaması. (Cumhuriyet, 2 Kasım 1945.) |
Bu konuşmadan kısa bir süre sonra Celal Bayar CHP’den istifa etmiş ve basına “yeni bir partinin kuruluşu için çalışmalara başladığını” açıklamıştır.
4 Aralık’ta İnönü ile görüşen Bayar, partinin ilkeleri konusunda kendisine bilgi vermiştir. 7 Ocak 1946’da da, CHP eski milletvekillerinin öncülüğünde Demokrat Parti adıyla yeni bir parti kurulmuştur. Demokrat Parti’nin programı CHP ile benzerlikler taşımaktadır. CHP’nin “Altı Ok”unu temsil eden Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, İnkılapçılık ve Laiklik ilkelerine vurgular yapılmış ve yorumlar eklenmiştir. Bu konuda Necmettin Sadak “…İlk okuyuşta yarattığı tesir, CHP esaslarından farklı olmamasıdır.” demiştir.[2] İnönü ile Bayar arasında gerçekleştirilen görüşmelerde de İnönü, Bayar’a Laiklik, Dış Politika ve Köy Enstitüleri gibi konularda fikir ayrılıkları olup olmadığı hakkında sorular sormuştur (Ekinci, 1997: 306).
Demokrat Parti ülke çapında hızla örgütlenmeye başlamış, bu da CHP’nin tutumunda değişiklikler meydana getirmiştir. CHP 2. Olağanüstü Kurultayı’nda İnönü’nün önerisi üzerine “Değişmez Genel Başkan” ve “Milli Şef” sıfatları kaldırılmıştır. Bu gelişme “tutum değişikliği”nin haricinde, dünya genelinde esen demokrasi rüzgârının etkisi olarak da yorumlanabilir. Bu sıfatlar İnönü’yü diktatör, ülkeyi de demokratik olmayan bir rejimmiş gibi göstermekteydi. Ancak yine de İnönü, muhalefetin eleştirilerine rağmen Cumhurbaşkanlığı ile Parti Genel Başkanlığı’nın kesinlikle ayrılmayacağını söylemiştir (Varol, 2004: 43).
DP toplumun ilgisini çekmiş, tek partili hayatın baskısından bunalan kesimler tarafından desteklenmiştir. Kurulduktan kısa bir süre sonra yurt çapında örgütlenmiştir. DP’nin bu hızlı gelişmesi karşısında CHP, belediye seçimlerini öne alma kararı alarak, seçimlerin 1946 Eylül’ü yerine Mayıs ayında yapılmasını kararlaştırmıştır. DP’liler bu karara karşı durmuşlardır ancak seçime katılabilecek güçte olduklarını da söylemişlerdir. Seçimlerin öne alınmasıyla partiler çalışmalarını hızlandırmış ve örgütlerini yurt geneline yaymışlardır. Öyle ki tek parti döneminde geniş bir örgütlenme gereği duymayan CHP, seçimler için köylere kadar gitmiştir (Buran, 1987: 79). Ancak DP seçimlere katılmamıştır.
[1] TBMM, “Tarihe Düşülen Notlar-1”, TBMM Basımevi, 2011, s.125.
[2] Sadak, “Demokrat Partiye Hoş Geldin Deriz”, Akşam, 9 Ocak 1946.