Seçim Kanunu yayımlandıktan sonra üç parti de seçim çalışmalarına yurt genelinde başlamıştır. CHP’nin alt ve üst kademelerinden istifa edip DP’ye geçen vekiller, insanların DP’ye olan güvenini arttırmıştır. İnönü de 12 Temmuz Beyannamesi ile yarattığı partiler üstü görevini sonlandırarak CHP için seçim kampanyalarına başlamıştır. (Yeşil, 1988: 130). CHP’nin seçim kampanyasında en önemli konu dış politikaydı. Bunun nedeni de, İnönü’nün Türkiye’yi savaşın dışında tutabilmesidir. İnönü, söylemlerinde demokratik gelişmelerin devam ettirileceğinden ve Anayasa’da da demokratik değişiklikler yapılacağından bahsetmiştir. En çok dikkat çeken de “Altı Ok”un anayasadan çıkarılmasını belirtmesiydi. Ekonomi konusunda da liberal anlayışın hâkim olacağı, devletin müdahalelerde küçük bir rol oynayacağı politikalar arasındaydı (Buran, 1987: 137).
Demokrat Parti ise kampanyalarında 1946 seçimlerinde yapılan hilelerden ve CHP’nin vaatlerinin imkânsız olduğundan bahsetmiştir. İktidarın sürekli eleştirilmesinin haricinde DP’nin de birçok yeni politikası bulunmaktaydı. Demokratik ilkeler, vatandaşlık hakları, grev hakkı, vergiler vb. konulara ağırlık veren DP, iktidar-muhalefet arasındaki gerginliğin de CHP’den kaynaklandığını söylüyordu. DP yayımladığı beyannamede ise vergilerin azaltılacağını, devlet tekellerinin kaldırılacağını ve milli gelirin arttırılması için çalışılacağından bahsediyordu (Yeşil, 1988: 133).
Millet Partisi ise DP ile CHP arasında muvazaa olduğu vurgulamakla beraber seçim sonuçlarının da nispi temsil sistemine göre değerlendirilmesi gerektiğini söylemişlerdir. MP, yeni bir eğitim sistemi, işçilere grev hakkı, köylülere toprak ve tarım araçları dağıtma gibi amaçlara sahipti. Fevzi Çakmak’ın ölümü bu parti için büyük şanssızlık olmuştur (Buran, 1987: 118).
1950 Türkiye Genel Seçimleri Türkiye için yeni bir dönem anlamına gelmekteydi. Cumhuriyetin kurucusu ve 27 yıllık iktidarı CHP, yerini kendi içinden çıkarak güçlenen DP’ye bırakmıştır.
Tablo 4. 14 Mayıs 1950 Genel Seçimi Sonuçları
Parti | Genel Başkan | Oy Sayısı | % | Milletvekili |
Demokrat Parti | Celal Bayar | 4.391.694 | 55,2 | 416 |
Cumhuriyet Halk Partisi | İsmet İnönü | 3.148.626 | 39,6 | 69 |
Millet Partisi | Yusuf Hikmet Bayur | 368.537 | 4,6 | 1 |
Bağımsızlar | 44.537 | 0,6 | 1 |
(Kaynak: ysk.gov.tr)
Tablo 4’ten de anlaşıldığı gibi DP ve CHP’nin aldıkları oy sayısı birbirlerine yakın olsa da, seçimde “Liste Usulü Çoğunluk Sistemi” uygulandığı için çıkarılan milletvekili sayılarında ciddi anlamda bir fark meydana gelmiştir. Seçime katılma oranı %89.30 ile dikkat çekmektedir. Çok partili hayattan bu yana yurtiçi seçimlere katılma oranlarına bakıldığında, en çok katılım yaşanan 3. seçimdir (Şekil 4).
Seçimlerin ardından Adnan Menderes hükümeti kurmuş, Cumhurbaşkanlığı’na 22 Mayıs’ta Celal Bayar seçilmiş, Meclis Başkanlığına da Refik Koraltan getirilmiştir (Yeşil, 1987: 137).