Siz şimdi dört duvar oldunuz
Kapısız.
Ne girilebilir içeriye yeniden
Ne de çıkılabilir karanlığınızdan
Ben bugünü yas ilan ettim üzerimde tonlarca veda
Size ulaşmak namümkün
Size ulaşmak, sokakta bir veba.
Anlıyorsunuz ya hastayım
Devasız
Deva siz.
Yıllar telaşlı geçiyor, yıllar çabucak
Hani en çok biz sevecektik
Gökyüzü kanıyor,
Yüzün, hayali bir salıncak.
Bilin ki mektuplarınız sırılsıklamdır
Anlıyorsunuz ya yastayım
Bilin ki bazen bir kapı açılır
Aynalar çıkarır önünüze koca koca
Bir adam görürsünüz dudakları dudaklarınızda
Eli kulağında bir dans başlar
Işık söner
Ama aynalar yalan söyler ışık olmayınca
Ansızın kapınızda bir adam görürsünüz
O da söner yokluğunuzda.
Sahi özlediniz mi beni elim dizlerinizde
Sahi biz çok sevmiştik kimseler bilmez
Duvarlar kör ve sağır
Anlıyorsunuz ya…
Yıllar telaşlı ve çabucak geçiyor
Kaç bahar geçmiş üstünden, biz en son yaprakları ezeli
Kaç kişi kaydı düştü yollarda, biz en son üşüdüğümüzden beri
Yollar puslu sisli çabucak geçiyordu
Ama siz geçmek bilmediniz, kutupta bir gece gibi
Ama siz göç ettiniz
Ben kör ve sağır
Mümkün müdür unutmak o günleri?
Biz sevmeleri hiçbir zarfa sığdıramadık
Bundandır boş kağıtlar göndermemiz
Bundandır suskunluğa bu kadar mana yüklemek
Kirpiklerimiz kaç ay karıştı birbirine de bu kadar sürebildi sevmemiz.
Parmaklarımın ucunda bir yaşam sevinci
Bir tutam gökyüzü
Gözlerinizdi tükenmek bilmeyen gücüm
Sözlerinizde takılı kalmışımdır ben hâlâ
Bu yüzden böyle muallak aklım
Yokluğunuz Sahra Çölü
Ve ben yalnızım.
Elbet aynı bitmez her sevda
Dudaklarınızda iki farklı çizgi zıt yönde
Buluşurlar, diyorum elbette
Elbet bir kapı açılır
-Dört duvarda giz-
Ne girilebilir içeriye
Ne de çıkılabilir
Kapısız,
Kapı siz.
Müzik: Evgeny Grinko – Field