Su katılmamışlar, susuz boğulmalılar. Susadıkça daha çok. İnsan sevdikçe korkar, siz korktuğunuz kadar sevmediniz. Zincirlerinizi kıramayacak kadar acizsiniz. Size sunulanı kabul eder, onunla yetinirsiniz. Siz köleleştirilmiş gazete manşetleri. Camlara asılan geçici iş ilanlarında yapılmış imla hatası siz; samimi ama körelmiş. Özgün müziklerin sonunda bölümsonu canavarı çıkacak diye korkup, güzel olanı yasaklamayı iyi bilirsiniz. Siz ne bilirsiniz meydan kavgalarını? Tohumlarınızı köleler ekmiş. Yeşil olan ne varsa, asfalta boyamışsınız; paralarınız hariç. Kalemden korkup silgi üretmişsiniz. Kanla yazılanı tarih silmez. Siz yaşanılana kader, hırsızlara adam demişsiniz. Öyleyse öldürecek sizi kapitalizm. Ve madem öyle, adamınıza koyim! Üstü kalsın azizim!
Kumar masası banknotları gibi piç, herkes hak sahibi. Masaya oturan herkes kaybediyor, önce insanlığını tabii. ‘Araba Sevdası’ anlatır burjuvayı, siz kendi sınıfınızı ‘Koltuk Sevdası’ ile yarattınız. Bu aşk sizi öldürür, öldürmesin de beslesin mi? Kutularda, tepsilerde insan hayatları sundunuz. Sansür gerçeği örtmez, yalanı besler. Faili meçhul cinayetlerin kansızlığı kadar sizin doğumlarınız faili meçhul. Yemeyi ibadet sayıp yedirtmeyi farz kıldınız; ‘yiyorlar’ diyeni vandal, ‘yiyorlar ama çalışıyorlar’ diyeni yandaş yaptınız. Kabız bir kıç kadar tıka basa pislik dolu içiniz. Yiyin efendiler yiyin, elbet bir gün sıçacaksınız.
Kızlı-erkekli gündem değiştirirken çocuklarınıza İsviçre’lerden gavur(!) sevgili ithal ettiniz. Cari açığı sarraflara kapattırdınız. Paradan altı sıfır atıp banka hesaplarınıza yeni sıfırlar eklediniz. Dünya malı dünyada kalır, sizin cehenneminiz dünya. İnanç özgürlüğü diyip fuhuşu caiz kıldınız. Camilerle şov yapıp, camileri kendi mekanınız bellediniz. Ayakkabıyla gireni din düşmanı gösterip, kutu kutu penselerle para sıfırladınız. Yatacak yeriniz yokken, ormanlara villalar diktiniz. Üstünden geçemeyeceğinizi bildiğiniz köprüler olduğu için, yeni köprüler inşa ettiniz. Yerin dibine girdiğiniz anlar oldu, yerin dibinden yol geçirdiniz. İstikrarlı iktidar istediniz, iktidarsız ilişkiler yaşadınız. Dün dost dediğinizi düşman bellediniz. ”Bunlar’ dediniz, siz zamir kullanmayı bile beceremeyenlerdensiniz. Şiirleri değiştirip okuyarak hapse düşerken de mağdurdunuz, parasız eğitim isteyenleri hapse attırdıktan sonra “parasız eğitimi getirdik” diye övünürken de. Her şey oldunuz, her konudan anladınız. Şikeyi ak’ladınız, ırkçılığı kültüre bağladınız; ırkçılık yapana bayrak taşıttınız. Siz kanla anlam bulan bayrağı kendi akınızla kirlettiniz. Yediden yetmişe, yaşına-cinsiyetine bakmadan insan katlettiniz. Uludere’de, Reyhanlı’da, Gezi’de, Soma’da… Gemiciklerinizde silahlar taşıdınız. Gemilerde, gemide… Gemide filminde oynuyor Erkan abi. Yıl 1999, siz daha yoksunuz. Bir güzel repliği var Erkan abinin: “Katil ibneler” diye. Bu dünyada ibne olamayacak kadar duygusuzsunuz.