Böylelikle bir devrin sonuna geliyoruz
Kandırıldık sanırım.
Sarayda bir soytarı, güldürür durur ahaliyi
Atlar şaha kalkar
Şah, mata giden yolda dürzü
Hangi oyundu bu ilk piyonların öldüğü?
Yeşilin bir para rengi olarak anıldığı memlekette yaşıyorsanız eğer
Ağaçlar ölmeliydi zaten kahrınızdan
Ölmek istemiyorduysanız bir drama kurşunu ile
Kartlar açılmadan önce kalkmalıydınız kumar masasından.
Ne bir anadolu olabildik ne bir rumeli
Ne de koşabiliyoruz meydanlarda özgürce
Dünya da düz müymüş ne henüz kandırılmadığımız şeyhlere göre
Biz ki ya genç olamadık ya da hitaba uygun değildik
Ondan olsa gerek bunca koyvermişlik meydanları.
İki dudak arasında bir toplum hafızası
Bir yaşam var ki bir kitap gibi 49 yapımı
-Bunun adı paranoya-
Henüz yirmilerdeydik biz,
Memlekette tabutlar elli santim
Sokaklarda kan kokusu hakim
Henüz yirmilerdeydik biz
“Gözlerinizde yatmak zindanı”
Böylelikle bir devrin sonuna geliyoruz
Bir umut vardır ama elbet yine de.
Bu arada,
Bir tutam gökyüzündeyim
Olmasaydı sonumuz böyle…
Müzik: Evgeny Grinko – Valse